Akşam gaazetesinin haberine göre işte o yazı
“Alo” sözcüğü, gerçekte bir sevgilinin kısaltılmış adıdır. Sevgilinin tam adı Allessandra Lolita Oswaldo’dur. Bu sevimli genç kız, telefonu icat eden A. Graham Bell’in sevgilisiydi.
Bell, telefonu icat edince ilk hattı sevgilisinin evine çekmişti. Atölyesinde telefon çalınca arayanın Oswaldo’dan başkası olamayacağını bildiğinden Graham Bell, telefonu açar açmaz “Allessandra Lolita Oswaldo” diyordu.
DAVUT SULARİ 'ALO'YU
HZ.ALİ'YE BENZETMİŞTİ Ünlü halk ozanı Davut Sulari ise tam aksi yönde telefondaki 'Alo' hitabını Hz.Ali'ye benzetmişti.
İşte Sulari'nin o şiiri:
Baktım şu cihanın temâşesine
Cümle kullar hastane seo alo, alo, Ali diyorlar
Yedi derya doldu kalp şişesine
Hep lisanlar alo, alo, Ali diyorlar
(Bu Almanlar alo, alo, Ali diyorlar)
Herhangi millet olsa da o anda
Telli telsiz telefonlar kuranda
Haber alıp sual, cevap verende
Cümle diller alo, alo, Ali diyorlar
(Hep lisanlar alo, alo, Ali diyorlar)
Ali dindir Ali, Ali imandır canda
Ali görünüyor her bir meydanda
Ali'nin heybeti yalnız aslanda
Cümle kullar alo, alo, Ali diyorlar
(Bütün kullar alo, alo, Ali diyorlar)
Hakk'ı bilmek ne kusurdur, ne de suç
Hayat bir çeşmedir gözü bul da iç
Davut Sulari'nin mızrabı kılıç
Teller diller alo, alo, Ali diyorlar
(Teller diller alo, alo, Ali diyorlar)
Zamanla adını kısaltarak hitap etmeye başladı ve telefonu her açışında onu “Ale Lolos” diye karşıladı. Çalışmaları uzadıkça daha da kısalttı ve ona iki heceli bir ad buldu. Bu kısa ad “Alo” idi.
Oswaldo, sevgilisinin bitmek bilmeyen deneylerinden rahatsız olmaya başlayınca Graham Bell’i telefonuyla başbaşa bırakıp terketti. Yaşlı Bell, sevgilisinin bir gün onu arayacağı umuduyla telefonun başından ayrılmadı. Graham Bell’i artık başka kişiler de arıyordu.
Fakat o, telefonun her çalışında sevgilisinin aradığını sanarak telefonunu ‘Alo’ diyerek açıyor ve artık herkes ‘Alo’ diyordu.
Siz ‘alo’ demek yerine ‘buyrun’ demeyi tercih edin. Daha kibar ve nazik bir üslup takınmış olursunuz...”
DİYANET'TE "BUYRUN" ÖNERİYOR
Diyanet İşleri Başkanlığı da geçtiğimiz yıllarda yayınladığı bir takvimde telefonla konuşmayla ilgili bir bölüm oluşturmuş ve çeşitli önerilerde bulunmuştu. Diyanet telefonla konuşurken "Alo" yerine "Buyrun" denilmesini istemiş ayrıca, "Telefon alıcısına doğru öksürmeyin, hapşırmayı, burnunuzu silmeyin` önerilerinde bulunmuştu.
İşte Diyanet'in o önerileri:
-Telefonunuzu en çok 4 kere çaldırın ve gülümseyerek açın. Tebessümle beraber harekete geçecek yüz kaslarınız, ses tonunuzu etkileyecek, kulağa daha olumlu gelmesini sağlayacaktır,
-Arayan sizseniz öncelikle kendinizi tanıtın. Karşınızdakinin durumunun konuşmak için uygun olup olmadığın öğrenin,
-Çalan telefonu açtığınızda `buyurun` demek kuru bir `Alo`dan daha çok kulağa hoş gelecektir,
-Diğer kişinin söylediklerini ve ihtiyaçlarını anlamak için çaba gösterin,
- Suskunluk en iyi yanıt olduğunda susup dinleyin. İyi bir sebep olmadıkça diğer kişinin sözünü kesmeyin,
-Telefon hattının diğer ucundaki kişi ve yanınızdakilerle aynı anda konuşmamaya özen gösterin,
-Gereksiz sözlerle konuşmayı uzatmayın,
-Telefon defteriniz telefonun yanında olsun,
-Polis, itfaiye, ambulans gibi önemli telefon numaralarını açıkça görünebilecek bir yerde bulundurun,
-Bir topluluk içerisinde otururken çalan cep telefonunuzla yüksek sesle konuşmak, hem yanınızdaki insanlara, hem de çevrede oturanlar saygısızlık olacaktır. Buna dikkat edin,
-Direkt telefon alıcısına doğru, öksürmeyin, hapşırmayın, burnunuzu silmeyin. Özür dileyip başınızı çevirerek bu ihtiyacınızı gidermeniz en doğru davranış olacaktır,
-Konuşmayı adeta bir `sözlü el sıkışma` iyi dilek ve temennilerle bitirmeye dikkat edin.`
Kategori : GÜNCEL