Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Isparta'da 30 Kasım 2007'de 57 kişinin ölümüyle sonuçlanan uçak kazasına ilişkin taşıyıcı firma Atlasjet Şirketi hakkında "kovuşturmaya gerek yoktur" kararı veren Keçiborlu ve Burdur Cumhuriyet Başsavcılığı kararlarını bozarak, 3'ü şirket yetkilisi 4 ki şi hakkında soruşturma açılması yönünde karar verdi.
Uçak kazasında hayatını kaybeden yolcu yakınlarının bir k ısmının Avukatı Hasan Kaşıkara tarafından kaza sonrası Keçiborlu Cumhuriyet Savcılığı tarafından taşıyıcı firma hakkında "kovuşturmaya gerek yoktur" yönünde bir kararın çıkması üzerine Burdur Cumhuriyet Başsavcılığına itirazda bulunarak , kararın iptalini istedi.
Burdur Ağır Ceza Mahkemesi'nden de aynı yönde karar çıkması ü zerine Adalet Bakanlığına başvuran Kaşıkara, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nce yapılan inceleme sonunda da Burdur Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen "kovuşturmaya gerek yoktur" kararının bozulduğunu bildirdi.
Burdur Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kararına itirazlarının kabul edildiğini söyleyen Kaşıkara, Yargıtay 9. Ceza Dairesi kararının Isparta'ya gönderileceğini ve bu doğrultuda Keçiborlu Cumhuriyet Savcılığı tarafından fezleke düzenleneceğini belirtti.
Fezlekenin Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderileceğini ve buna göre de iddianame hazırlanacağını aktaran Kaşıkara, Isparta Ağır Ceza Mahkemesi de kabul ettiği takdirde "Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep verme" suçun sağlık seo dan ötürü Dünyaya Bakış Hava Taşımacılığı AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Zeynel Gündoğ, Atlasjet Havacılık Şirketi üst düzey yöneticileri Ali Murat Ersoy, Tuncay Mustafa Doğaner ve Mehmet Şerif Elbilgin hakkında dava açılacağını söyledi.
Avukat Kaşıkara, Dünyaya Bakış Havacılık Şirketi yetkilileri hakkında Isparta Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden dava ile yeni açılacak davanın birleştirilebileceğini de dile getirdi.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından verilen kararda, nihai kaza raporuna göre olayın uçuş ekibinin yayınlanmış alçalma planlarındaki usulleri doğru uygulamamaları, hava aracının bulunduğu arazi yapısının ve coğrafi konumu doğru değ erlendirememeleri, uçuş ekibi ve kontrol elemanlarının alet işarlarını değerlendirmede yetersiz kalmaları, pilotların eğitimlerinin eksik olması, risk puanı yüksek Süleyman Demirel
Havalimanına gece operasyonu düzenlenmemesi ve pilotların bu havaalanına ilk defa uçurulması gibi eksikliklerin yanında, geliştirilmiş yere yakınlık alarm sistemi (EGPWS) cihazının arızalı olması ve bu cihazın uyarı ve alarm sesli mesajı bildiren ses üretici arızası nedeniyle uçu ş ekibine uyarı sağlamaması gibi teknik donanım eksikliklerinin olduğu dikkate alındığında şüphelilerin eyleminin taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma olarak kabul edilmesi gerektiği, taksirin şekilleri olan tedbirsizlik ve dikkatsizlik unsurlarının olayımızda mevcut olduğu, mevcut eksiklikler ile kaza arasında illiyet bağının bulunduğu, şüphelilerin basiretli bir tacir gibi davranmadıkları, sözleşmeyle sorumluluktan kurtulmaya çalıştıkları belirtildi.
Kararda, Türk Sivil Hava cılık ile Türk Ticaret kanunlarının ilgili hükümlerine göre yazılı şekil yerine getirilerek Atlasjet Havacılık AŞ ile Dünyaya Bakış Hava Taşımacılığı AŞ arasında 29 Kasım 2007 tarihli uçak sub-charter kira anlaşması yapılmış olmasının hukuki manada sorumluluğu paylaşma olarak kabul edilse bile cezai sorumluluğun bertaraf edilemeyeceği de vurgulandı.
Kararda, ayrıca sözleşme tarihinin kazadan bir gün önceye ait olması nın muvazaa yönünden araştırılması gerektiği, milyonlarca dolarlık sorumluluk gerektiren bu tür devir sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapılmasını n hayatın olağan akışına uygun olmadığı da ifade edildi.
Türk Sivil Havacılık Kanununa göre, "Yolcunun ölümü veya herhangi bir cismani zarara uğraması halinde, bu zarara sebebiyet veren kaza, hava aracında veya iniş-biniş sırasında meydana geldiği takdirde, taşıyıcı sorumludur, taşıyıcının sorumluluğunu tamamen veya kısmen kaldıran veya sözleşme veya onu değiştiren protokolde belirtilmiş olan sorumluluk sınırını indirmeyi amaçlayan her şart hükümsüzdür" hükümleri karşısında da yolcuların biletlerini Atlasjet Havacılık AŞ'den aldıkları, şirketin uçakla ilgili yaptığı alt sözleşmelerin yolcuları bağlamayacağı, hukuki sorumlulukta rücu kabul edilse bile cezai yönden rücunun mümkün olmadığı, aksinin kabulü halinde tüm sorumluluğun devir sözleşmeleriyle taşeron şirketlere devredilerek hukuki ve cezai yaptırımların kolayca bertaraf edilebileceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, şüpheliler hakkında kamu davası açılması için yeterli delil olduğu halde kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karara yapılan itirazın kabulüne karar verildi.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin karar aşamasında ise kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğü, Burdur Ağır Ceza Mahkemesi'nin 29 Mayıs 2009 tarihindeki kararının CMK'nin 309. maddesi uyarınca bozulmasına, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine karar verildiği belirtildi.
Kazada oğlunu kaybeden Şerafettin Tokgöz, Atlasjet Havacılık Şirketi yetkililerinin de Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmalarına yol açan kararı duyunca sevindiklerini ifade etti.
Dünyaya Bakış Havacılık Şirketi kadar Atlasjet Havacılık Şirketi yetkililerinin de bu olayda sorumlu olduğunu belirten Tokgöz, şöyle konuştu:
"Sözleşme imzalamakla sorumluluktan kurtulamazlar. İnsanlar Atlasjet'ten bilet aldılar ve bu firmaya güvendiler. Keçiborlu Cumhuriyet Savcılığı olay sonrası Atlasjet Firması hakkında soruşturmaya gerek görmediğini belirtmiş, Burdur'a yaptığımız itirazda da aynı karar çıkmıştı. Ama bizim haklı olduğumuzu Yargıtay 9. Dairesi'nin verdiği karar gösterdi. Şimdi Atlasjet Havacılık Şirketi yetkililerinin de yargılanmasını istiyoruz."
Böyle bir kararı beklediklerini söyleyen Tokgöz, Türk adaletine sonuna kadar güvendiklerini ve kazada sorumluların er ya da geç cezasız kalmayacağına inandıklarını söyledi.
Kategori : EKONOMİ