Başta Güney Amerika olmak üzere Batı Afrika, Batı Hint ada seo ları ve tropiklerde yetişen ve doğal yetiştirme alanı And Dağları’nın etekleri olan kakao, düzenli yağmur alan randımanlı topraklarda yetişiyor. Kocaman bir zeytin çekirdeği şeklinde olan bu kahverengi bitkinin her birinin içinde 20-25 çekirdekçik bulunuyor. Dünyada 70 bin kilo metrekare üzeri bir ekim alanına sahip olan kakao tohumları hemen ya da bir süre sonra mayalandırılıyor ve ardından kurutulup, acı lezzeti kaybolunca kavruluyor, un haline getirilip yağı alınıyor ve yeniden öğütülerek toz hali elde ediliyor. Üretiminin yüzde 40’ı Fildişi sahillerin de gerçekleşiyor. Onu başta Gana olmak üzere, Endonezya ve küçük miktarlarda üretim yapmakla birlikte Brezilya, Nijerya ve Kamerun takip ediyor .Orta Amerika'ya Mayalar tarafından getirildiği düşünülen kakao, mutfaktakiler için şüphesiz eşi benzeri bulunmaz bir malzeme. Sayısız tatlı, pasta, kurabiye yapımında kullanılan kakao, benim için en çok sütle karıştığında şaha kalkıyor. Kış günleri hem lezzet, hem de sağlık için sıcacık kakao içmeyi ihmal etmeyin. Bilim adamlarının Kızıl derili “Cuna” kabilesi üzerinde yaptıkları araştırmalara göre, haftada 40 fincan kakao içen kabile bireyleri, kakaonun içinde bulunan etken madde 'epicatechin' sayesinde Panama’da yaşayan diğer halklardan daha uzun yaşamakta ve ileriki yaşlar da Alzheimer hastalığına da yakalanmamaktalar. Kabilenin çoğunluğunun doğumdan ölüme kadar içtiği tek şey kakao.
Kategori : SAĞLIK